0212 572 50 53 - hbulut66@icloud.com

Ergin Olmayan Küçüğün Evlenmesine İzin Davası

EVLENMEYE İZİN DAVASI Hukukumuzda kadın-erkek ayrımı yapılmaksızın evlenme yaşı 18 olarak belirlenmiştir. (TMK 124/1). Ancak maddenin 2. fıkrası uyarınca; 16 yaşını doldurmuş, yani 17 yaşından gün almış kadın veya erkeğin içinde bulunmuş oldukları olağanüstü durumlar veya pek önemli bir sebebin varlığı halinde mahkemeden izin almaları şartıyla evlenmelerine imkan tanınmıştır. Bu yönde karar verilebilmesi için evlenme izni isteyen 16 yaşını bitirip 18 yaşından gün almamış küçüğün ana ve babasının olanak bulundukça bu konuda dinlenmeleri gerekir.

Maddede açıkça ana ve babanın dinlenmeleri gerektiği belirtilmiş olmakla küçüğün ana ve babasının boşanmış olmalarının önemi yoktur.

Küçüğe vasi atanması halinde ise aynı husus küçüğün vasisi için de geçerlidir. Yani TMK’nın 404. maddesi uyarınca kendisine vasi atanan küçüğün evlenmeye izin talebinde olanak bulundukça vasinin dinlenmesi gerekir. Bu hususların ihmali ise kararın bozulması nedenidir. Davanın ana-baba veya vasi tarafından açılması halinde ise olanak oldukça değil mutlaka evlenmesine izin istenen mümeyyiz küçüğün dinlenmesi şarttır. Başka bir anlatımla mümeyyiz küçüğün ana-baba veya vasisi tarafından evlenmeye izin davasının açılması halinde mümeyyiz küçüğün bizzat dinlenmemesi kararın başlı başına bozulması nedenidir. Mahkemece böyle bir davada ayrıca küçüğün evlenme için gerekli kişiliğe, bedeni ve fikri olgunluğa erişip erişmediği hakim tarafından gözlemlenecek gerekirse bu konularda uzman bilirkişiden rapor da alınacaktır. Uygulamada müşahade yapıldığı gibi tensiben küçüğün kimlik bilgileri de kontrol edilip, hastaneye gönderilen kişi ile evlenmesine izin istenen kişinin aynı kişi olduğunu denetleyecek şekilde küçüğün sol kolu da mahkemece mühürlenmek suretiyle uzman doktordan küçüğün ayırt etme gücüne sahip olup olmadığı, evlenmesine fikren ve bedenen bir engelinin bulunup bulunmadığı hususunda rapor alınmasına karar verilmekte ve rapor alınmaktadır.

Bu itibarla talep halinde mutlaka küçüğün ana ve babasını da gösterir tarzda nüfus aile akit tablosu celbedilerek, küçüğün dava tarihi itibariyle 17 yaşından gün alıp almadığı, ana ve babanın hayatta olup olmadıkları belirlenmeli, hayatta olmaları halinde olanak bulundukça ana ve baba dinlenmelidir.

Küçüğün 17 yaşından gün almadığının tespiti halinde ise dava şartı gerçekleşmediğinden davanın bu nedenle reddine karar vermek gerekecektir. Maddede açıkça 16 yaşını dolduran mümeyyiz küçüğün diğer yasal şartların gerçekleşmesi halinde evlenmesine izin verilebileceğini belirttiğinden, TMK’nın 12. maddesi uyarınca henüz 16 yaşını doldurmamış ancak 15 yaşını doldurup da mahkeme kararı ile ergin kılınan kişi ise ergin kılınmış olmasına rağmen henüz 124. madde uyarınca 16 yaşını ikmal etmediğinden evlenmesine izin talebinin reddi gerekecektir. Aynı şekilde evlenmesine izin verilmesi talep olunan küçüğün ayırt etme gücüne sahip olmaması da talebin reddi nedenidir. Evlenme sırasında devamlı veya geçici ayırt etme gücünden yoksunluk TMK’nın 145 ve 148. maddeleri uyarınca evlenmenin mutlak ve nispi butlan sebebi olarak kabul edilmiştir. Bu durum aynı zamanda Evlendirme Yönetmeliği’nin değişik 14. maddesinde: “Ancak ayırt etme gücüne sahip olmayanlar ile on beş yaşını dolduran küçükler, mahkemece reşit kılınsa dahi evlenemez.” biçiminde belirtilmiştir. Küçüğün dava dilekçesinde ana ve babasının dinlenmeden karar verilmesi istemine ise itibar edilmeyecektir. Ana yada babanın küçüğün evlenmelerine izin vermemeleri halinde ise bu durumun varlığı başlı başına davanın reddi sebebi yapılamayacak, mahkemece ana ve babanın itirazları ile küçüğün ileri sürdüğü olağanüstü durum veya pek önemli sebep birlikte değerlendirilerek küçüğün evlenmesine izin verilip verilmeyeceğine karar verilecektir.

Vasi tarafından mümeyyiz küçüğün evlenmesine izin davası açmak için vesayet makamından izin almadan dava açması halinde ise vesayet makamından bu dava için izin ve yetki alması için kendisine mehil verilmeli, bu eksiklik giderildikten sonra davanın esasına girilerek diğer hususlar halledilmelidir. Evlenmeye izin davasında özellikle küçüğün menfaatleri nazara alınacağından, vesayet makamından izin talebinde ise vesayet makamının bu talebi reddetmesi mümkün değildir.

Küçüğün nüfus aile akit tablosundaki bilgilerden ana ve babasının her ikisinin de ölü olduğu fakat kendisine vasi atanmadığının anlaşılması ve tespiti halinde ise; TMK’nın 404. maddesi uyarınca küçük velayet altında bulunmadığından, davaya bakan mahkemece küçüğe vasi atanması hususunda derhal küçüğün son yerleşim yeri vesayet makamına (sulh hukuk mahkemesi) bir müzekkere ile ihbarda bulunarak, küçüğe TMK’nın 404. maddesi uyarınca vasi atanması kararını beklemesi ve vasi atanıp, bu karar da kesinleştikten sonra davanın esasına girmesi gerekecektir.
Yukarıdaki şartların varlığı yanında 17 yaşından gün almış mümeyyiz küçüğün evlenmesine izin verilebilmesi için evlenmesinde olağanüstü bir durumun veya pek önemli bir sebebin varlığı gereklidir. Bu hallerin neler olabileceği ise her somut olaya talepte bulunanın göstereceği bilgi ve belgeler, tanık anlatımlarına göre çözümlenecektir. Örneğin 17 yaşındaki bir genç kızın, nişanlısı ile cinsel ilişkiye girmesi ve çevrede hakkında dedikodunun yayılması halinde evlenmeye izin verilebilecektir. Aynı şekilde vesayet altında olup akrabaları tarafından bakılan ve düzenli bir yaşantısı bulunmayan 17 yaşından küçük mümeyyizin bu gerekçesi TMK’nın 124/2. maddesindeki pek önemli bir sebep olarak kabul edilecektir.

* Daha detaylı bilgi için bkz. Harun Bulut, Boşanma Davaları- Beta Yayınları
Bizi Arayın